Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 195. Ayet:
Ve enfikû fî sebîlillâhi ve lâ tulkû bi eydîkum ilet tehluketi, ve
ahsin
û, innallâhe yuhıbbul muhsinîn(muhsinîne)....
Bəqərə Suresi, 195. Ayet:
1.
ve enfikû
: ve infâk edin, verin
2.
fî sebîli allâhi
: Allah'ın yolunda
3.
ve lâ tulkû
: ve atmayın
4.
bi eydî-kum
...
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Bundan dolayı İsrailoğullarının üzerine yazdık ki, her kim bir şahsı, bir şahıs mukabilinde veya yerdeki bir fesattan dolayı olmaksızın öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur ve her kim de bir şahsın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanları ihya etmiş gibi olur. And olsun ki, Bizim peygamberlerimiz onlara beyyineler ile gelmişlerdir. Sonra onlardan birçokları bunu müteakib yeryüzünde muhakkak müsrif kimseler olmuşlardır....
Əraf Suresi, 175. Ayet:
Onlara şu şahsın haberini bildir: Biz ona işaretlerimizi verdiğimiz halde o ilimden sıyrılıp çıktı (hakikati unutup nefsaniyetiyle yaşamaya başladı). . . (Derken) şeytan (kendini beden kabulü) onu (kendine) tâbi kıldı ve (nihayet o) azgınlardan oldu....
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
Ve onlardan hiçbir şahsın üzerine ölmüş olunca ebedîyyen namaz kılma ve kabrinin üzerinde durma. Çünkü onlar Allah Teâlâ'yı ve Resûlünü inkar ettiler ve onlar fâsık olarak öldüler....
Hud Suresi, 93. Ayet:
Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim."...
Hud Suresi, 93. Ayet:
Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında öğreneceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber beklemekteyim.»...
Yusif Suresi, 20. Ayet:
Ve şerevhu bi semenin b
ahsin
derâhime ma’dûdeh(ma’dûdetin), ve kânû fîhi minez zâhidîn(zâhidîne)....
Yusif Suresi, 20. Ayet:
1.
ve şerev-hu
: ve onu sattılar
2.
bi semenin
: bir fiyat ile
3.
b
ahsin
: düşük, eksik, az
4.
derâhime
: dirhemle...
Nəhl Suresi, 75. Ayet:
Allah size bir temsil getiriyor:Bir tarafta bir şahsın kölesi olup hiçbir güç ve yetkisi olmayan âciz bir adam, öbür tarafta kendisine tarafımızdan bol bol rızık ve imkân nasib ettiğimiz bir zat ki o maldan gizli açık dilediği gibi harcayıp kullanıyor. Hiç bu ikisi eşit tutulabilir mi?Bütün hamdler, övgüye vesile olan her şey, Allah’a aittir. Ne var ki onların çoğu bunu bilmezler....
Nəhl Suresi, 103. Ayet:
Şüphesiz biz onların: "Kur'an'ı ona ancak bir insan öğretiyor" dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri şahsın dili yabancıdır. Halbuki bu (Kur'an) apaçık bir Arapçadır....
Nəhl Suresi, 103. Ayet:
Onların: 'Kesinlikle, Kur’ân’ı ona bir insan öğretiyor' dediklerini biliyoruz. Muhammed’in hak peygamberliğine dil uzatmak kastıyla Kur’ân’ı kendisine öğrettiğini söyledikleri şahsın dili yabancıdır. Halbuki, bu Kur’ân fasih, ifade gücü üstün, edebî bir Arapça’dır....
Nəhl Suresi, 103. Ayet:
Şüphesiz biz onların: «Kur'an'ı ona ancak bir insan öğretiyor» dediklerini biliyoruz. Kendisine nisbet ettikleri şahsın dili yabancıdır. Halbuki bu (Kur'an) apaçık bir Arapçadır....
Nəhl Suresi, 103. Ayet:
Ve muhakkak biliyoruz, onlar derler ki, «O'nu şüphe yok bir beşer öğretiyor.» Kendisine nisbet ettikleri şahsın lisanı Acemidir, bu ise pek açık bildiren bir lisan-ı Arabîdir....
Nəhl Suresi, 103. Ayet:
Biz onların, Peygamber hakkında: "Mutlaka ona öğreten bir insan vardır!" dediklerini pek iyi biliyoruz. Hakikatten uzaklaşarak tahminle kendisine yöneldikleri şahsın dili, yabancı bir dildir, halbuki bu Kur’ân, açık bir Arapça ifadedir....
Kəhf Suresi, 34. Ayet:
O şahsın başka serveti de vardı. Arkadaşıyla konuşurken ona:"Benim," dedi, "malım ve servetim senden çok olduğu gibi, maiyyet, çoluk çocuk bakımından da senden daha ilerideyim."...
Qəsəs Suresi, 77. Ayet:
Vebtegı fîmâ âtâkellâhud dârel âhırete ve lâ tense nasîbekemined dunyâ ve
ahsin
kemâ ahsenallâhu ileyke ve lâ tebgıl fesâde fîl ard(ardı), innallâhe lâ yuhıbbul mufsidîn(mufsidîne)....
Qəsəs Suresi, 77. Ayet:
1.
vebtegı (ve ibtegı)
: ve iste
2.
fî
: de (onda)
3.
mâ
: şey
4.
âtâkellâhu (âtâ-ke allâhu)
: Allah sana verdi
Qəmər Suresi, 19. Ayet:
İnnâ erselnâ aleyhim rîhan sarsaren fî yevmi n
ahsin
mustemirr(mustemirrin)....
Qəmər Suresi, 19. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak ki biz
2.
erselnâ
: indirdik
3.
aleyhim
: onların üzerlerine
4.
rîhan
: rüzgâr (kasırga)
Müddəssir Suresi, 11. Ayet:
(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak. ...
Müddəssir Suresi, 12. Ayet:
(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak. ...
Müddəssir Suresi, 13. Ayet:
(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak. ...
Müddəssir Suresi, 14. Ayet:
(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak. ...